Beyin hücrelerinin yıkımı sonucu meydana gelen nörolojik bir tablo olan Alzheimer, özellikle 65 yaş sonrasında görülüyor. ‘’Kesin tedavisi yok’’ diye bilinen Alzheimer hastalığının erken teşhisi ve tedavisi için hız kesmeden çalışmalar yapılıyor. Peki, son gelişmeler umut vaat ediyor mu? Onaylanan ilaçlar hastalığın seyrini nasıl değiştiriyor? Erken teşhis sayesinde tedaviye başlanması nasıl önem kazanıyor? Amiloid PET işlemi ile 15-20 yıl öncesinden bile hastalığın saptanabileceğini bildiren İstanbul Florence Nightingale Hastanesi’nden Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Topçular umutları artıracak önemli bilgiler paylaştı.

Alzheimer belirtilerine dikkat!
Genellikle görülen ilk belirtiler, 65 yaş sonrasındaki hastalarda; unutkanlık, isim hatırlamada zorluk, bir eşyayı koyduğu yeri unutmak, aynı şeyi tekrar tekrar anlatmak, sorduğunu bir daha sormak gibi durumların olmasıdır. Hastalık ilerledikçe diğer beyin fonksiyonları da etkilenmeye başlıyor. Burada kast edilen örneğin; konuşurken veya yazarken kelime bulmada, söylenenleri anlamada, sokağa çıkıldığında yolu bulmada, okuduğunu algılamada zorluk, dil işlevlerindeki bozukluklar ya da görsel, mekânsal denilen görüleni algılamada bozukluktur.
Her unutkanlık akla Alzheimer şüphesi mi düşürmeli?
Unutkanlığın tek sebebi Alzheimer değildir. Fakat en önemli sebebi denilebilir. Unutkanlığın birçok farklı sebebi var. Bunlar; uykusuzluk, uzun süre açlık, zihinsel yorgunluk, depresyon gibi sebeplerdir. Özellikle 65 yaş sonrası ilerleyici bir unutkanlık varsa mutlaka ilk akla gelmesi gereken Alzheimer hastalığıdır.
Alzheimer’ın altında yatan sebepler nelerdir?
Hastalığa sebep olan şey, amiloid denilen bir maddenin beyinde birikimidir. Amiliod, toksik bir etki gösterdiği için hem nöronların yıkımına hem de normal beyin hücrelerinin iskeletinde olan bir proteinin fonksiyonunu bozarak hücre iskeletini bozup nöronların hızlıca yıkılmasına sebep oluyor.

Alzheimer genetik midir?
Türkiye’de yapılan çalışmalarda 65 yaş sonrası için risk %4’tür. Ailede Alzheimer varsa bu risk artar ve %8’ e kadar çıkar. Ailede olması direkt sizde de olacağı anlamına gelmiyor. Tüm hastaların %5’i kadarının Alzheimer nedeni ailevidir.
Alzheimer’a karşı işte bu önlemleri alın
Kalp için iyi olan beyin için de iyidir. Bu yüzden kalp sağlığına dikkat etmek şarttır. Tansiyon, kolesterol ve şeker değerlerinde problem varsa tedavi edilmelidir. Kilonun ideal tutulması gereklidir. Özellikle erişkin yaşlarda obezite varsa riski artırıyor. Kilo verilirse bu risk azalmış olur. Fiziksel aktivite son derece önemlidir. Günlük en az yarım saatlik yürüyüş mutlaka yapılmalıdır. Zihinsel olarak aktif olmak gerekir. Yeni bilgi öğrenmeyi sağlayabilecek aktiviteler yapılmalıdır. Bunlar, herkesin aklına gelen bulmaca çözme, yeni bir dil öğrenme veya yeni bir hobi edinmeye kadar olabilir. Örneğin evde dikiş-nakış yapılıyorsa yeni bir figür yapmayı öğrenmek bile beyin için uyarıcı bir özelliğe sahiptir. Çünkü bu uyarım sırasında beyne salınan kimyasalların hem beyin için koruyucu özelliği var, hem de beyin için iyileştirici özelliği var. Bütün bunların yapılması beyni uyarmaktır. Yeni bir şarkı öğrenmek, yeni bir enstrümanı öğrenmek iyi gelecektir. Hatta İskandinav ülkelerinde yapılan çalışmaya göre, dans etmek hem fiziksel hem de zihinsel bir aktivite olduğu için en etkili yöntemlerden biridir.
Ailenizde Alzheimer hastası varsa bu tavsiyeleri dikkate alın
Genel beyin sağlığını korumak çok önemlidir. Bu, Alzheimer için de koruma sağlıyor. Bunlardan birincisi; düzenli fiziksel aktivite yapmak ve günlük yarım saat yürüyüş yapmaktır. Bunun yanı sıra, Akdeniz tipi diyet yapmak son derece önemlidir. Beslenme şekliniz meyveden ve sebzeden zengin, beyaz et ağırlıklı olmalı. Eğer diyabet hastalığı gibi bir engel yoksa meyve tüketimini biraz daha artırmak gerekiyor. Günlük tüketilen meyve miktarına oranla, Alzheimer hastalığı riski de belirli oranda düşüyor. Son dönemlerdeki önemli detaylardan biri de işitme sağlığıdır. Sadece işitme problemi varsa bu durum tek başına Alzheimer riskini %10 artırıyor. Bu önemli bir durumdur, çünkü eğer işitme cihazı ile uygun tedavi yöntemi kullanılarak işitme problemi ortadan kaldırılırsa, %10’luk artış da ortadan kaldırılmış olur.
İşitme problemi Alzheimer riskini %10 artırıyor
Alzheimer’ı artıran birçok sebep vardır. Bu sebeplerin başında da işitme problemi geliyor. İşitme problemi olması, riski %10 artırıyor. İşitme problemi, cihaz yolu ile olan tedavi yöntemleri ile düzeltildiğinde, artmış olan riskte azalmış olur. Beyne gelen bazı uyarılar vardır. Bunlar; görsel olarak olan uyarılar ve işitilenler. İşitme ile ilgili problem olunca otomatik olarak beyin nöronları büyük oranda azalmış olur. Beyin uyarı ile çalışır ve uyarı azaldığında otomatik olarak beyin performansı da düşmüş olur. Aynı durum görme sağlığı için de geçerlidir. Göz sağlığındaki sorun günlük hayatta fark edilen bir durumdur. Fakat işitme sağlığı biraz daha ihmal ediliyor. Ancak işitme sağlığı, beyin sağlığı için son derece önemlidir.
Alzheimer Amiloid PET ile 15-20 yıl öncesinden saptanıyor!
Daha önceki yıllarda, en çok Alzheimer’ın son evresi olan bunama üzerinde çalışılıyordu. Son 15-20 yıldan beri Alzheimer hastalığı ile ilgili çalışmalar çok gelişti. Unutkanlık, bunama gibi belirtiler başlamadan 15-20 yıl öncesinde, amiloid denilen maddenin birikmesiyle beyinde ilk değişiklikler başlamaktadır. Bu da iki yöntemle saptanabilmektedir. Bunlardan bir tanesi Amiloid PET yöntemidir. Burada özel bir ilaçla çekim gerçekleştirilir. Hastaya önce ilaç verilir, hasta yaklaşık yarım saat dinlendirildikten sonra kısa bir tomografi veya MR çekimi yapılır. Buradaki en önemli özellik; madde birikimi henüz klinik olarak belirti göstermeden 15-20 yıl öncesinden hastalığın yakalanabilmesidir. Kolay olmasıyla birlikte son derece önemli bir çekimdir. Bu işlemin alternatifi ise lomber fonksiyonu denilen belden, sol omurgadan alınan örnekte kimyasal analiz yapılması ve orada amiloidin var olup olmadığına bakılmasıdır. Bu da yine son derece duyarlı bir yöntemdir. Fakat, bu işlem girişimsel bir yöntem olduğu için biraz daha konforsuzdur. İşlem sonrası ağrı ve nadiren olsa da enfeksiyon riski olabilmektedir. O yüzden Amiloid PET en etkili ve en uygulanabilir yöntemdir.
İlaç tedavisi, erken teşhis konulduğunda işe yarıyor
Hastalık ne kadar erken dönemde yakalanırsa, kullanılan ilaçlar o kadar etkili olur. Son dönemde çıkan; Amerika’da onaylanmış, biri onay aşamasında olan üç tane ilaç var. Bunlar, amiloid denilen maddenin beyinden temizlenmesine yönelik ilaçlardır. Özelliği ise, ne kadar erken dönemde kullanılırsa sonucu o kadar olumlu etkilemesidir. Çünkü, hastalık belirli bir evreye geldikten sonra bu ilaçlar verilse de etkisi neredeyse yok gibi olacaktır. Önemli olan, biyolojik olarak beyinde değişiklerin başladığı, fakat hastada henüz belirti olmayan dönemde hastalığı yakalayıp ilaç verilmesidir. Böylece Amiloid PET ile belirtiler başlamadan 15-20 yıl öncesinden bu birikimi görüp, ilaç ile müdahale edilerek çok ciddi bir koruma sağlanmış olunur.
Amiloid PET ile beyindeki değişiklik saptanarak ilaca başlanmalı
Yeni kuşak gelişen ilaçlar, akıllı molekül tarzı ilaçlardır. Burada ilacın etkisi biriken amiloide yöneliktir. Bu yüzden ilacın etkili olması için öncelikle Amiloid PET yapılıp beyindeki birikimden emin olmak gerekiyor. Sonrasında tedaviye başlanarak çok iyi sonuçlar alınıyor.
Yeni nesil ilaçlar umut vadediyor
Son 20 yıldan beri ilk defa bir ilaç grubu onay aldı ve etkinlikleri şu an kullanılan ilaçlara göre çok daha iyi durumdadır. Bu ilaçlar, bazı hastalarda 1-1,5 yıl bütün klinik tablosunda hiç kötüleşme olmamasını sağlayan bir ilaç grubudur. Alzheimer tedavisinde çok güzel bir zamana yaklaşılmaktadır.
Yeni ilaç tedavileri %40 ve %50 oranında hastalığı yavaşlatıyor
Yaklaşık 20 yıldan beri yeni onaylanan bir ilaç yoktu. Ama geçen sene Aducanumab ilacı onaylandı. Ardından yakın zamanda Lecanemab onaylandı. Onaya sunulan üçüncü bir ilaç daha var. Daha önceki ilaçlar, hastaların daha çok beyindeki bazı kimyasalların seviyelerini artırarak şikâyetleri azaltmaya yönelikti. Bir miktarda klinik seyri başlatıyorlardı. Bu yeni ilaçlar ise doğrudan hastalık mekanizmasına yönelik ilaçlardır. Üçü de beyinde biriken amiloidi temizlemeye yöneliktir. Gerçek anlamda hasta seyrine karşı nokta atış yapmaya yönelik ilaçlardır. En son çalışmalara göre, ilaç tedavisine erken dönemde başlandığında %40’lara, %50’lere varan ciddi oranlarla hastalığı yavaşlatma şansı vardır. Hatta yakın zamanda şöyle bir çalışma açıklandı. Tedavi olan hastaların %40’ında 1,5 yıl boyunca hiçbirinde kötüleşme olmamıştır. Bunca yıllık Alzheimer hastalığının seyrinde şu ana kadar elde edilen en iyi verilerdir. Bu ilaçlarla çok yüz güldürücü sonuçlar elde etme imkânı olacağı görülmektedir.
Alzheimer hastalığı ilerlemiş hastada bu ilaçlar işe yarar mı?
Alzheimer hastalığı ileri seviyelere ulaşmış hastalarda da yine ilaç tedavisinin etkinlikleri vardır, fakat çok daha sınırlıdır. Çalışmalar gösteriyor ki; ilaca ne kadar erken dönemde başlanırsa, özelliklr amiloid birikimi az ve temizlenebilir haldeyken ilk müdahale yapılırsa sonuçlar daha çok sevindirici olacaktır. İleri aşamadaki hastalara ilaç tedavisi uygulandığında kısmen bir etkisi olsa da erken dönemdeki sonuçlar gibi sonuçlar alınmıyor.
Alzheimer, önlenebilir bir hastalık haline mi geliyor?
Alzheimer, tam olarak önlenebilir bir hastalık değildir. Fakat önlenebilir olmaya doğru yaklaşmaktadır. Mevcut ilaçların etkinliği sınırlıydı, sadece hastalığın seyrini yavaşlatıyordu. Yine de hastalığın ilerleyici tabiatı devam ediyordu. Yeni kuşak ilaçlar bunu çok daha etkili bir şekilde yapıyor ve sürekli yeni ilaç araştırmaları devam ediyor. Muhtemelen yakın zamanda, belki önümüzdeki birkaç yıl içinde hastalığı tamamen durduran ya da durdurmaya yakın derecede yavaşlatan ilaçlar elimizin altında olacaktır.
Riski gruptaysanız mutlaka tarama yaptırın

50 yaş üstündeyseniz ve ailede Alzheimer riski var ise mutlaka muayene olun ve tarama yaptırın. Eğer şüpheli bir bulgu olursa, Amiloid PET ile beyin incelemesi yaptırıldığında amiloid birikimi saptanırsa, hastalık biyolojik olarak başlıyor demektir. Bu durumda bir an önce müdahale yapmak gerekir. Müdahale edildiğinde yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir.
Risk taşımıyorsanız bile bu önerileri dikkate alın
1. Çeşitli beslenmeye özen gösterin
2. Fiziksel aktivite mutlaka yapın
3. Kalp sağlığınızı koruyun
4. Zihinsel olarak aktif olun
5. Sosyal olarak pasif olmayın
6. Herhangi bir belirtide ilerlemesine karşı koruyucu önlem alın
Alzheimer tanısı konulduğunda işte yapılması gerekenler
Hastalık yokken korunma yöntemleri uygulanırsa, hastalığın gelişim riskine karşı önlem alınmış olunur. Hastalık başladığında ise korunma yöntemleri sayesinde hastalığın seyrini %30-40 oranında yavaşlatmak mümkündür. Bunun yanı sıra ilaç tedavileri hem belirti azaltmaya yönelik hem de ilerlemeye karşı koruyucu özelliktelerdir. Burada hedef, bütün hastaların tedaviye erkenden ulaşabilmesi ve yüz güldürücü sonuçlar elde etmektir.
Alzheimer hastaları çeşitli beslenmeye özen göstermeli
Akdeniz tipi diyet son derece önemlidir. Sosyal ortamlarda sadece ceviz, hindistan cevizi yenmeli gibi bilgiler yansıtılmaktadır. Bunlar dışında farklı meyve ve sebzelerden beslenmek önemlidir. Tek bir meyvenin, tek bir sebzenin tüketilmesi tamamen kurtarıcı ya da koruyucu değildir. Mühim olan çeşitli beslenmektir. Çünkü her yediğimiz meyveden ve sebzeden farklı mineraller alınır. Zengin bir yelpaze ile beslenmek, böylece çeşitli besinlerden faydalanmak gerekir.
| Tepki verilmemiş
Tepki Ver